Sıfır Ayrımcılık

Ayrımcı yasalar ve cinsiyete dayalı şiddet, dünyadaki kadın ve kız çocuklarının yaşamları üzerinde orantısız bir etkiye sahip… İnsan hakları temelinde sesimizi duyurmak için aktivitelerimizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilir; ayrımcılığa maruz kalan veya bırakılan her kadın ve kız çocuğu için sen de harekete geçebilirsin. Sen de bu harekete destek vermek ve farkındalık yaratmak için görselimizi #sıfırayrımcılık hashtagi ile paylaş. Ayrımcılığı fark et!

Birleşmiş Milletler, bireylerin veya grupların sosyal sınıf, yaş, milliyet, ırk, din, lisan, cinsiyet, siyasi-felsefik görüş, etnik azınlık, engellilik gibi durumları sebebiyle toplum içinde eşitsiz, haksız ve yargısız işlem görmemesini; haklarının her platformda korunmasını ve savunulmasını desteklemek amacı ile 2014 yılında 1 Mart gününü “Sıfır Ayrımcılık Günü” olarak kabul ederek tüm dünyaya duyurmuştur.

Çocukların, cinsiyet ayrımcılığına maruz kalması doğumdan itibaren biyolojik cinsiyetin belirlenmesi ile başlıyor. Özellikle kız çocuklarına biçilmiş cinsiyetçi roller, hayatları boyunca gölge gibi onları takip ediyor ve sonuçta kadınların da cinsiyet eşitsizliğine maruz kalmasına neden oluyor. Çocukları ve bireyleri ayrımcılığa maruz bırakmak temel bir hak ihlalidir. Tüm toplumun olumsuz etkilendiği bu durumu değiştirebilmek için devletlerin, halkın ve sivil toplum örgütlerinin toplumsal cinsiyet eşitliği bilincini yaratması gerekmektedir.

 

Ulaş Gençalp
SOS Çocukköyü Derneği

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin verilerine göre dünyada mültecilerin %50’sini kadınlar ve kız çocukları oluşturuyor. Dünyanın farklı bölgelerinde süregelen çatışmalar ve ciddi insan hakları ihlallerinin yanı sıra, son dönemde korona salgını nedeniyle yaşanan ekonomik sıkıntılar, artan işsizlik oranları ve destek mekanizmalarına erişimde yaşanan sorunlar birçok kadın ve kız çocuğunun kırılganlıklarını arttırıyor; sömürünün önünü açıyor. Ülkemizde savaş ve zulüm sebebiyle kendi ülkelerinden kaçmak zorunda kalan kadın ve kız çocuklarının, toplumda eşit şekilde muamele görmesi, temel insan haklarına erişebilmesi, onurlu bir yaşam sürdürebilmeleri ve yaşadıkları topluma uyum sağlayabilmeleri gerekiyor.

 

Deniz Altıok
Mülteci Hakları Derneği

Yaşadığımız coğrafya maalesef arkadaş ve öğretmenlerinden gördüğü homofobik, bifobik veya transfobik şiddet sebebiyle eğitim hayatları aksayan, ait olduğu değil, doğumda atandığı cinsiyeti doğrultusunda üniforma giymesinin dayatılmasından veya hem cinsinden kişilere duygusal çekim hissettiği için aile desteğini kaybetmesinden ötürü eğitimine devam edemeyen lezbiyen, biseksüel ve trans kadın hikayeleri ile doludur.  Oysa okul öncesi dönemden itibaren çocukların cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, ifadesi ve karakteristiği, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konularda eğitilmesi gelecek nesillerin daha az ayrımcı, baskıcı ve dışlayan tutumlar sergilemesine yardımcı olur.

Kuir Dayanışma Hattı: +90 542 858 58 47

 

Faika Deniz Paşa
Kuir Kıbrıs Derneği

Günümüzde kölelik ve benzeri uygulamalara maruz bırakılan insanların sayısı, dünya tarihinde hiç görülmediği kadar fazla. Bu yönde uygulamalar insan ticareti suçu altında yer alıyor ve dünya genelinde her 10 insan ticareti mağdurundan 5’ini kadınlar, 2’sini ise kız çocukları oluşturuyor. Kadınlar ve kız çocuklarının karşı karşıya geldikleri yoksulluk, eğitim ve iş piyasasına erişimde yaşadıkları ayrımcılık onları çaresiz bir duruma itiyor. İnsan tacirleri tam da bu durumu kullanarak kadınları çeşitli yöntemlerle fuhuşa zorluyor ve kadınların bedenleri üzerinden kendilerine kazanç sağlıyor. Hayatları kısıtlanan tüm kadınlar ve kız çocuklarının özgürleşmesi için insan ticaretine karşı etkili şekilde mücadele etmeliyiz.

 

Fezile Osum
İnsan Hakları Platformu

Birçok kız çocuğu ataerkil yapı ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığı yüzünden eğitim hakkından uzak kalıyor. Ülkemizde kız çocuklar işçi olarak birçok işte çalıştırılıyor ve eğitim hakkından mahrum bırakılıyor.

 

Laden Asilzade
Evrensel Çocuk Hakları Derneği

İki senedir etkili olan pandemi sürecinde, önceden var olan kadın ve kız çocuklarına yönelik ayrımcılık daha da belirginleşti. Özellikle işsizlik ve yoksullaşma, kadınlara yüklenen ev içi emeğin sömürülmesi, eğitime erişimde yaşanan eşitsizlikler, ev içi şiddet ve ihmal –  istismar vakalarında ciddi artış yaşanıyor. Var olan ayrımcılıkların ortadan kalkabilmesi için, kadınlık ve erkekliğe dair kalıplaşmış cinsiyet rollerinin yarattığı eşitsizlik giderilmeli, kadınlar sosyal ve ekonomik anlamda güçlendirilmelidir. Bunu toplumsal ve kurumsal olarak sağlamak gerekiyor…

 

Av. Aslı Murat
Kıbrıs Türk Barolar Birliği

Geleneksel toplumsal cinsiyet rol ve algıları kadınlara ve kız çocuklarına yönelik ayrımcılık ve hak ihlallerini meşrulaştırırken, sosyo-ekonomik sorunlar ve bunlar karşısında sosyal güvenlik sisteminin yetersizliği bu ayrımcılık ve ihlalleri derinleştiriyor. Vatandaşlık, muhaceret durumu, etnik kimlik, cinsel yönelim, özel gereksinim gibi farklılıkların toplumsal cinsiyet rolleriyle kesişimi kadınların ve kız çocuklarının maruz kaldıkları dezavantajları daha da büyütüyor.

Kadına şiddet veya ev içi şiddet için: ALO 183

 

Dr. Ömür Yılmaz
LTB Şiddete Karşı Yan Yana Projesi